Erken Cumhuriyet Dönemi yapısı olan ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan Şişli Camii, ilçenin önemli yapılarından biridir. Şişli’de yaşayan Müslümanların camiye ihtiyaç duyması üzerine dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı Lütfi Kırdar’ın da desteği ile süvari kışlasının yer aldığı arsa, cami yapımı için tahsis edilmiştir. Caminin yapımına 1945 yılında başlanmış; cami 1949 yılında ibadete açılmıştır. Cami yapımında Müslüman ve azınlık semt sakinlerinin maddi katkıları bilinmektedir. Mimar Vasfi Egeli tarafından tasarlanan cami, Cumhuriyetin ilanından sonra klasik tarzda yapılmış ilk cami olma özelliğiyle mimarlık tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Merkezde ana kubbe ve kubbeyi destekleyen üç yarım kubbe bulunmaktadır. Duvarları küfeki taşından yığma olarak inşa edilen yapının kubbe kısmı betonarmedir. Son cemaat yeri, altı adet sütunun taşıdığı beş kubbe ile örtülü revaktan oluşmaktadır. Sütunlar birbirlerine sivri kemerler ile bağlıdır. Giriş kapısının üstünde celî sülüs hatlar ve kitabe yer almaktadır. Tek şerefeli ve mukarnaslı minaresi caminin batısında yer almaktadır ve çokgen gövdelidir.

Üç girişi bulunan avluda on iki köşeli şadırvanı bulunmaktadır. Şadırvan, Mimar Nâzimî Yenal tarafından tasarlanmıştır. Abdest muslukları sivri kemerli kayıtların içinde bulunmaktadır. Kemerlerin çevresinde geometrik ve bitkisel desenli süslemelere yer verilmiştir. Şadırvanın üst kısmında taş işçiliğinde ayetler işlenmiştir.

Caminin iç duvarları küfeki taş kaplama olup sıva kullanılmamıştır. Kare planlı harim, mihrap yönü hariç üç taraftan, sütunlarla taşınan mahfiller ile çevrilidir. İç mekânda, kubbelerde, kubbe kasnağı ve pandantiflerde, celî sülüs hatlar yer almaktadır. Yapı, zengin kalem işi ile dikkat çekicidir. Mihrap ve minber mermerden yapılmış olup vaaz kürsüsü ahşaptandır. Mukarnas dolgulu mihrabın her iki yanında sütunlar yer almaktadır. Sivri kemerli dikdörtgen formlu pencereleri, klasik dönem tarzdadır.